Ankara Kalkınma Ajansı, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın bölgesel kalkınma ajansıdır. Ankara Kalkınma Ajansı, bir kamu kurumu olup, Ankara'nın potansiyelini harekete geçirmek amacıyla kurulmuş ve 9 Temmuz 2010 tarihinden itibaren faaliyetlerine başlamıştır. Ankara Kalkınma Ajansı, ulusal kalkınma planı ve ulusal programlarda öngörülen ilke ve politikalar doğrultusunda bölgesel kalkınmayı hızlandırmayı, sürdürülebilirliği sağlamayı ve bölgeler arası/bölgeler dışı gelişmişlik farklılıklarını azaltmayı hedefler. Ajans, bu hedefe ulaşmak için kamu, özel sektör, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğini geliştirmeyi, kaynakların etkin kullanımını sağlamayı ve yerel potansiyelin harekete geçirilmesini amaçlamaktadır.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin kalkınmalarına katkıda bulunmak, özellikle fen bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında uzman yetiştirmek üzere 15 Kasım 1956 tarihinde "Orta Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü" adıyla eğitime başlamıştır. Türk yüksek öğrenim sistemine birçok yenilik getiren ve çağdaş eğitimin öncüsü olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi bünyesinde bulunan Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler, Enformatik, Uygulamalı Matematik ve Deniz Bilimleri Enstitülerinde ise 107 yüksek lisans ve 69 doktora programı yürütülmektedir. Kurulduğu günden bu yana geçen süre içerisinde bilimsel düzeyi, kültürel ve düşünsel boyuttaki ağırlığı ve nitelikli mezunları ile ülkemizin seçkin ve saygın kurumlarından biri haline gelen Orta Doğu Teknik Üniversite’sinde bugün yaklaşık, 791 öğretim üyesi (Prof., Doç., Yrd.Doç.), 225 öğretim görevlisi, 1.273 araştırma görevlisi, 28.000'den fazla öğrenci bulunmaktadır. Toplam mezun sayısı ise 120.000'in üzerindedir.
Teknokent; üniversitelerin, araştırma kurumlarının ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içerisinde araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmalarını sürdürdükleri, katma değerli ürünler ortaya çıkardıkları, birbirleri arasında bilgi ve teknoloji transferi gerçekleştirdikleri; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği organize araştırma ve iş merkezidir. Uluslararası Bilim Parkları Birliği (IASP)’nin tanımına göre, Teknopark; Bir veya birden fazla üniversite veya diğer yükseköğretim kurumu ve araştırma merkezleri ile resmi veya faaliyet bazında ilişkili, bünyesinde bilgiye ve ileri teknolojilere dayalı sanayi firmalarının kurulup gelişmesini teşvik etmek üzere tasarlanmış, içinde yer alan kiracı firmalara, teknoloji transferi ve iş idaresi konularında destek sağlayacak bir yönetim fonksiyonuna sahip, teşvik ve mülkiyete dayalı bir teşebbüstür. Teknokent (technopole) kavramı daha çok Fransa’da kullanılırken, ABD’de ‘Araştırma Parkı’, İngiltere’de ‘Bilim Parkı’, Uzakdoğu’da ise daha çok ‘Bilim Kenti’ veya ‘Teknoloji Kenti’ kavramları kullanılmaktadır. 4691 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasasında ise “Teknoloji Geliştirme Bölgesi” şeklinde tek bir kavram kullanılmaktadır. seçkin ve saygın kurumlarından biri haline gelen Orta Doğu Teknik Üniversite’sinde bugün yaklaşık, 791 öğretim üyesi (Prof., Doç., Yrd.Doç.), 225 öğretim görevlisi, 1.273 araştırma görevlisi, 28.000'den fazla öğrenci bulunmaktadır. Toplam mezun sayısı ise 120.000'in üzerindedir.
Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi, yani kısa adıyla ATOM, 2008 yılında ODTÜ TEKNOKENT Yönetim A.Ş. bünyesinde kurulmuş bir ön kuluçka merkezidir. Merkezin amacı, oyun geliştirme ve animasyon teknolojileri alanlarında faaliyet göstermekte olan veya gösterme ilgisi olan ekiplere bir yıl süreyle çeşitli destekler sağlayarak sektörün güçlenmesini ve sektör paydaşlarının sağlıklı bir ekosistem oluşturmasını sağlamaktır. Merkeze başvurular alınmakta, başvuran ekipler proje planı, ekip vizyonu ve ekip yapısı özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Değerlendirme sonucu merkeze kabul edilen ekipler, proje geliştirme süreçlerine odaklanırken girişimcilik yönlerinin de gelişmesi için destek almaktadır. Bir yıllık destek süresi sonucunda şirketleşme aşamasına yönlendirilen ekipler ATOM’dan mezun olarak sektör hayatlarına altyapısı zengin bir giriş yapma fırsatı bulmaktadır.
Türkiye’deki oyun geliştirici firmaların teknik, sosyal ve ekonomik gelişimini arttırarak, uluslararası ölçekteki standartlarını, başarısını ve tanınırlığını arttırmaya çalışmak.
Günümüzde, dijital oyun sektörü dünyada en hızlı büyüyen sektörlerden bir tanesidir. Bilgi teknolojileriyle paralel bir şekilde ilerleme kaydeden dijital oyunlar ve animasyon teknolojileri, zaman içerisinde kategorilere ayrılmış, sürekli geliştirilen grafik ara yüzleriyle oyuncuda bir sinema filminin içindeymiş hissini yaratarak, oynanabilirlik unsuru ön plana çıkarılarak oyuncuların taleplerine ve isteklerine yanıt vermeye başlamış, özgün senaryolarıyla her geçen gün daha fazla insanın ilgisini çekerek trend momentumunu yükseltmiştir. Dijital oyunlar ve animasyonlar, dijital teknolojilerdeki devrim sayılabilecek değişimlerle birlikte ekonomik bir güç kazanmış olup, kültürel endüstrinin en değerli metalarından biri olarak görülmektedir. Dijital, eğlence ve medya sektörü tüketicilere sonsuz sayıda yeni bir müşteri deneyimi sunma imkanını vermektedir. Sadece 2018’de 139 milyar dolarlık bir gelir rakamına ulaşan dijital oyun sektöründe, dünya çapında yaklaşık 2,2 milyar oyuncu bulunmak olup, 2021 yılı içerisinde de 2,5 milyar oyuncu sayısının aşılacağı tahmin edilmektedir. 2018 yılı sonu itibariyle beklenen gelir 139 milyar USD seviyesindedir. Bu gelirin, 70 milyar USD’lık kısmı mobil oyunlardan gelmektedir ki, burada da büyük şirketlerden ziyade az sayıda personeli olan küçük şirketlerin ürettiği mobil oyunların etkisi doğrudan görülmektedir. Çin, bu ekonomik büyüklüğün 38 milyar USD’ını kapsamaktadır. Tüm gelirler bazında bakıldığında Newzoo gibi otoriteler, global oyun sektöründe yıllık yüzde 6,2’lik bir pazar artışı öngörmektedir. Türkiye, bu rakamın 878 milyon USD’lık bir kısmını yaratmaktadır (www.newzoo.com). Bilgisayar animasyonu ve dijital oyunların üretiminde, Asya/Pasifik bölgesindeki düşük maliyet, güçlü bilgisayar grafiği platformlarının ucuzlaması gibi sebeplerle Kuzey Amerika ve Avrupa ‘dan Asya ve Pasifik ülkelerine geçiş olmaktadır. Asya-Pasifik bölgesi 2019 yılı içerisinde 71,5 milyar USD’lık hacmi ile dünyanın geliri en yüksek bölgesi haline gelmiştir (Newzoo). Oyun ve animasyon sektörünün özellikle gelişmiş ekonomilerin büyümesinde önemli rol oynadıkları görünmektedir. Bu büyüme, sadece makroekonomik verilerde değil, aynı zamanda Amerikan işgücü piyasası verilerinde de doğrudan görülebilmektedir. The Entertainment Software Association kurumunun yıllık raporuna göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde 2018 yılı sonu itibariyle 65.678 kişi doğrudan, 220.000 kişi dolaylı olarak oyun piyasasında istihdam edilmektedir. Global düzeydeki gelişiminde büyük ivme yakalayan oyun sektörü, ülkemizde 2000’li yılların başından itibaren yeşermeye başlamış, özellikle mobil ve diğer dijital dağıtım platformlarının erişilebilir hale gelmesiyle globaldeki ivmeyi yakalamaya başlamıştır. Sektörün Türkiye’de henüz tam anlamıyla gelişmiş olduğunu söylemek mümkün olmasa da son yıllarda çok başarılı örnekler çıkartmakta ve sektör için önemli bir aktör haline gelmektedir. 2015 yılında 464 Milyon ABD doları pazar değerinden bahsedilirken, 2018 yılı sonu itibariyle Türkiye 1 milyar USD’dan fazla ticaret rakamı ile dünya sıralamasında 16. sırada gösterilmektedir. Türkiye’de bulunan yaklaşık 70 oyun geliştiricisi firmanın yüzde 50’den fazlası 2010 yılından sonra kurulmuştur. Bu firmaların 30 tanesinin merkezi Ankara’dadır. Bu veriler sektörün yeni gelişmeye başlandığının göstergesi olsa bile Türkiye’nin sektörel büyüme trendi diğer ülkelerden hızlı olduğu görülmektedir. Teknolojiye meraklı bir ülke olan Türkiye, oyun oynamayı da seven bir ülkedir. (https://www.hubogi.com/2018-global-oyun-sektoru-raporu/). Genç nüfusun fazlalığı son kullanıcı anlamında önemli bir pazar yaratmaktadır. Bu veriler değerlendirildiğinde, Türkiye’nin hem pazar hem de genç işgücü kaynağı olarak önemli bir potansiyeli bulunmamaktadır.Türkiye’de oyun endüstrisi, 2000’li yılların başından itibaren yeşermeye başlayan ve özellikle mobil ve diğer dijital dağıtım platformlarının erişilebilir hale gelmesiyle şekillenen önemli bir potansiyele sahiptir. 2015 yılında 464 Milyon ABD doları pazar değerinden bahsedilirken, 2018 yılı sonu itibariyle Türkiye 1 milyar USD’dan fazla ticaret rakamı ile dünya sıralamasında 16. sırada gösterilmektedir. Oyun oynama süresi ve oyuncu sayısının nüfusa oranı gibi sıralamalarda dünya listesi zirvesinde olan Türkiye’nin bu önemli potansiyelini hayata geçirebilmesi için dijital oyun ve animasyon sektörü ulusal stratejisini sağlıklı bir şekilde oluşturması ve hedefe yönelik eylemlerle ilerlemesi gerekmektedir. Dijital oyun endüstrisi farklı uzmanlık alanlarının bir araya geldiği bir üretim sürecine ve çok farklı aktörlerin olduğu bir ekosisteme sahiptir. Üretim sürecinde oyun tasarımcıları, görsel tasarımcılar, programcılar, test birimi, pazarlama ekibi gibi yetkinlik alanları varken ekosistem içerisinde distribütörler, yayıncılar, donanım geliştiricileri, e-spor kulüpleri, üniversiteler ve devlet kurumları vb. gibi birçok farklı aktör yer almaktadır. Bölgesel ve ulusal kalkınmanın anahtarlarından biri olarak benzer faaliyette bulunan firmaların bir arada hareket etmesini sağlayacak olanakların yaratılmasıyla sağlanacağı düşüncesiyle bu farklı aktörlerin bir araya getirilmesinin dijital oyun sektörünün gelecek yıllarda büyümesini oldukça hızlandıracağı öngörülmektedir. Dijital oyun endüstrisinin geleceği çok açıktır ve ülkelerin bu alanda kendi kaynaklarını geliştirebilmeleri, sürdürülebilir bir büyüme için önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. O nedenle endüstriyi bir araya getirecek ve firmaların, kamu kurumlarının ve üniversitelerin ortak hareket etmelerini sağlayacak platformların oluşması oldukça önemlidir.